Konya'da uzun süredir devam eden sessizlik, Meram ilçesinde meydana gelen 2.8 büyüklüğündeki depremle bozuldu. AFAD'ın verilerine göre, yerin 13.82 kilometre derinliğinde gerçekleşen sarsıntı, özellikle hassas vatandaşlar arasında endişe yarattı. Deprem, herhangi bir yıkıma neden olmasa da, Konya'nın zemin yapısı hakkındaki endişeleri yeniden gündeme getirdi.

Konya'da Deprem Riski Gözler Önüne Seriliyor: En Az 6 İlçe Tehlike Altında Foto Galeri: Konya'da Deprem Riski Gözler Önüne Seriliyor: En Az 6 İlçe Tehlike Altında

Konya'daki belediye 3 bin köpek topladığını bildirdi Konya'daki belediye 3 bin köpek topladığını bildirdi

Konya'nın yüzde 47,8'i risk altında Foto Galeri: Konya'nın yüzde 47,8'i risk altında

Depremin Merkez Üssü ve Detayları

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin merkez üssünün Konya'nın Meram ilçesi Sağlık Mahallesi olduğunu açıkladı. 2.8 büyüklüğündeki sarsıntı, yerin 13.82 kilometre derinliğinde meydana geldi. Bu derinlik, depremin yüzeye yakın olmamasına rağmen, Konya'nın zemin özelliklerinden dolayı hissedilmesine neden oldu.

Konya Saglik Deprem

Neden Önemli? Konya'da Zemin Sıvılaşması Riski

Konya'da daha önce 3.0 ve üzeri büyüklükteki depremler hissedilirken, son dönemlerde 2.3 ve üzeri depremlerin de hissedilmesi, bilim dünyasını harekete geçirdi. Uzmanlar, Konya gibi düz zeminli şehirlerde küçük ölçekli depremlerin bile zemin sıvılaşmasına yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Bu durum, gelecekte daha büyük depremlerde ciddi hasarlara neden olabilir.

Zemin Sıvılaşması Nedir ve Konya İçin Tehlikesi Ne?

Zemin sıvılaşması, deprem sırasında yer altı suyunun etkisiyle zeminin katı halden sıvı hale geçmesi olayıdır. Bu durum, binaların ve diğer yapıların zeminde batmasına, devrilmesine veya hasar görmesine neden olabilir. Konya'nın düz ve sulak zemin yapısı, bu riski artırıyor.

Saglik Kasabi Depremi

Uzmanlar Ne Diyor?

Jeoloji mühendisleri, Konya'daki bu durumu yakından takip ediyor ve yetkililere zemin etütlerinin daha detaylı yapılması çağrısında bulunuyor. Ayrıca, yeni yapıların zemin sıvılaşmasına karşı daha dayanıklı inşa edilmesi gerektiği vurgulanıyor.