Malumunuz...
Asgari ücret 8 bin 500 TL oldu. (Olmaz olaydı diyesi geliyor insanın)
Oldu olmasına da yine birileri çıkıp bir işgüzarlık yaptı.
Ya da etiketlerde bir büyü ya da sihir var.
Matbaacılara sormak lazım.
"Sizin kağıtlar sihirli falan mı" diye.
Etiket kağıtları bir anda asgari ücret zammı haberlerini okumuş olacak ki bir anda "kendi kendine" yukarı yönlü hareket yaptı.
Peki bu nasıl oldu? Yani zamların bahanesi neydi?
1- İlk başlarda "Dolar arttı": 18 lira olmuştu.
2- Dolar arttı diye akaryakıta zam geldi: 28 lira olmuştu.
3- Asgari ücret arttı: 4.200'den 5.500'e çıkmıştı.
Tarihleri tam hatırlayamıyorum. Ama bu rakamları gördüğümüzde "Bundan yukarısı olmaz" demiştik.
Sonraları maaşa zam yapılınca fiyatların artacağını tahmin etmiştik.
Ama burada maaşın çalışanların cebine girmesi şart değil mi?
Yani maaş zammını vatandaş cebine koymadan fiyatları artırmanın adı tam olarak nedir?
Ayırmadan, kayırmadan ve de istisnasız söylüyorum: Bunun adı adiliktir!
Vatandaşla devletin arasına girip nizamı bozmaktır. Bunu yapanlara da ne ad verildiğini yorumlarda siz nasılsa yazarsınız.
Herhalde ordan biri çıkıp da "Biz de zam yaptık, bize mi diyor bu" deyip dava açmaz. Açarsa da lütfen dava evraklarını bize gönderin.
Hatırlatmış olalım buradan: Asgari ücret, 2023 yılının ilk ayında geçerli olacak.
Yani Şubat ayında maaş alacak vatandaş bu parayı ancak cebine koyabilir.
***
Gelelim malum ziyarete.
Ekrem İmamoğlu.
Ne işin var abim senin Konya'da?
Getirmişsin tiyatro ekibini de yanında.
Biz söylemiş olalım. Millet İttifakı seçimi kaybedecek.
Bahanesi de Ekrem İmamoğlu'nun aday gösterilmemesi olarak addedilecek.
Kendi şehrinin sorunları varken Konya'ya gelip tahrik unsuru olmak tüm siciline zarar verir.
Sanki bize neyse.
Diğer şehirlerin belediye başkanları için de aynısı geçerli tabi.
Mesela Mansur Yavaş. Yağmur yağdığında şehirde olmayan nehirler harekete geçiyor. Bilmem farkında mısın?
Antalya'yı söylemeye gerek yok. Orman yangınlarında ne kadar hazırlıksız olduğu apaçık görüldü.
Propagandaya değil, iş yapmaya ihtiyacınız var sizin.
Bu ilginç ziyaretin içinde sırıtan detayları verip rencide etmek de istemem açıkçası.
***
Hâlâ randevu alıp da randevusuna gitmeyen varmış.
Bu toplum içinde "Yok canım" dediğimiz ne varsa hepsini yapıyoruz.
Hükümetin en büyük işlerinden bir tanesi "Sağlık" oldu kim ne derse desin.
Onu da biz resmen neye çeviriyoruz? Biliyorsunuz neye çevirdiğimizi.
Güzel günleri resmen harcayıp atıyoruz.
İlla birileri bizi kınasın isteniyor. Açıkçası kınıyoruz ve daha kötüsü başımıza geliyor.
Koronavirüs salgını döneminin en çok koşturan 2 bin yıllık geleneği olan devletin bakanına bile söylettik şunu.
Randevu alıp gitmemezlik yapmayın.
Bugünlük ya da bu haftalık ya da bu 3 günlük bunları konuşmuş olalım.
Gününe ve gündemine göre birşeyleri konuşuruz sizinle.
Aklınıza geleni bize göndermeyi unutmayın.