Adeta kanayan yara haline gelen ve insan yaşamını olumsuz yönde etkileyen "Hayvanları Koruma Kanunu 3 ve 4. maddesi" daha büyük sorunları da beraberinde getiriyor. Vatandaşın haklarını sıfırlamış bir görüntü haline bürünen kanun maddesi nedeniyle vatandaşlar huzur içinde yaya olarak bir yerden bir yere giderken zaman zaman büyük korku yaşıyor.
Can tehlikesi yaşayan ve zaman zaman da insan canına mal olan sahipsiz sokak hayvanları nedeniyle bazı azınlık gruplar haklı olan vatandaşları bile bastırabilmiş hatta yerel yönetimleri tehdit hale geldi. Görünen, bilinen ve test edilen tehlikelerin dışında sokaklardaki nahoş görüntüler de işin cabası.
Sabah saatlerinde mesaisine gitmeye çalışan vatandaşlar hayvan dışkılarıyla karşı karşıya kalıyor. Zaman zaman yayalara kazalar da yaşatan bu nahoş duruma belediye temizlik görevlileri müdahale ediyor. Ancak gizli tehlike ortadan kalkmıyor.
Hayvan dışkılarında bulunan bazı bakterilerin insan sağlığını tehdit ettiği biliniyor. Herhangi bir şekilde taşınmasının yanında bulunduğu bölgeye hava sıcaklığına bağlı olarak bakteri sayısındaki artışlar büyük sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Dışkının bulunduğu bölgeye adım atanlar da bu tehlikeye dahil.
Kentte yaşayan insanların hava alması, günlük hayatlarının bir bölümünde stres atabilmek için milyonlar harcanarak yapılan yeşil alanlar ve parklar da sahipsiz sokak hayvanlarının evi oldu. Özellikle bu bölgelerde hayvanların dışkılarını bırakmaları da sağlık sorunlarını tetiklemek için biçilmiş kaftan gibi görünüyor.
SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR
Yapılan araştırmalara göre köpek dışkısı salmonella, e. coli, giardia gibi insanlarda hastalığa neden olan mikroorganizmalar ve iç parazitler içerebiliyor. Bu virüsler uzun süre vücuttan atılamıyor. Bazıları ise yoğun bakımda bile sonlanabiliyor.
Bununla birlikte köpek dışkısı ayrıca antibiyotiğe dirençli bakteriler için potansiyel bir rezervuar da olabilir, bu da insanların köpek dışkısıyla temas yoluyla tedavisi zor olan bakteriyel enfeksiyonlar geliştirebileceği anlamına geliyor.
Avustralya Sidney'de yakın zamanda yapılan bir araştırma, yağmur suyu ile yıkanan köpek dışkısının su kirliliğine önemli ölçüde katkıda bulunduğunu da belirledi. Söz konusu araştırma köpek dışkısına dair bazı kalıpları da ortaya çıkardı.
KONYA BU DURUMA NASIL GELDİ?
Sahipsiz köpek sorunundan en çok etkilenen illerden birisi de Konya. Kentte onbinlerce sahipsiz köpek bulunuyor. Geçmiş dönemlerde Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hayvan sahiplendirme projesi yapılmıştı. Proje özellikle kırsal kesimlerden büyük ilgi gördü. Hayvansever sıfatındaki kişiler ise bazı sokak başlarına kurdukları bölgelerde hayvanları alarak belediyenin verdiği destekten faydalandı. Sayıca artan hayvanlar da daha büyük tehlikeyi beraberinde getirdi.
Son olarak da Konya Büyükşehir Belediyesi barınağında yaşanan elim olay hayvansever derneklerin elini güçlendirdi. Baronun da devreye girmesiyle Büyükşehir Belediyesi'nin eli kolu tamamen bağlanmış oldu. O kadar ki Avrupa'nın en modern barınağına sahip şehrinde artık bu konuyla ilgili herhangi bir gündem dahi ortaya çıkmadı. Olayların yaşandığı dönemde ise Konya'daki diğer sivil toplum kuruluşlarının herhangi bir açıklama yapmaması da dikkat çekici konulardan biriydi.
Ayrıca olayların yaşandığı günden bu yana sokak hayvanlarının şehir içindeki nüfusunda artışlar görüldü. Yerel yönetimler ise hayvan toplamayı sonlandırdı.
TOP HÜKÜMETTE
Konya'nın en çok muzdarip olduğu sahipsiz sokak hayvanları sorunsalına çözüm için herkesin gözü hükümetin yapacağı kanun düzenlemesinde. Vatandaş şimdilerde hükümetin konuya nasıl bir çözüm bulacağını merak ediyor.
