KONYA

Deprem Konya'yı yine yokladı

Konya'da haftasonu yaşanan 3.2 büyüklüğündeki depremin ardından yer hareketlerinin sürdüğü görüldü. Son depremlere bir deprem de Selçuklu ilçesi sınırlarında kaydedildi. Deprem daha önce orta şiddette depremin yaşandığı bölgeye çok yakın.

Konya'da yer hareketleri sürüyor. Özellikle "Asrın Felaketi" olarak anılan 6 Şubat depremlerinin ardından çok sayıda orta ölçekte deprem gören Konya'da bir deprem daha kaydedildi.

Geçtiğimiz haftasonu 3.2 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. Ilgın sınırları içindeki deprem bazı kişiler tarafından hissedildi. Herhangi bir yıkıma neden olmayan deprem sonrası bölgede tedirginlik var.

Konya'da hangi ilçe ne kadar tehlikede? İşte Konya'nın deprem risk bölgeleri Foto Galeri: Konya'da hangi ilçe ne kadar tehlikede? İşte Konya'nın deprem risk bölgeleri

Konya'nın yüzde 47,8'i risk altında Foto Galeri: Konya'nın yüzde 47,8'i risk altında

KONYA'DA BİR DEPREM DAHA KAYDEDİLDİ

Orta ölçekte depremler gören Konya'da sabah saatlerinde bir deprem daha kaydedildi. Depremin merkez üssü Selçuklu ilçesi Sarıcalar Mahallesi. Yerin 11.8 kilometre derinliğindek depremin büyüklüğü 1.5 olarak kayıtlara geçti.

O DEPREMİN YAŞANDIĞI BÖLGEYE ÇOK YAKIN

Konya'da en son 5.0 şiddetinde 1 Ağustos tarihinde Çaltı Mahallesi'nde bir deprem kaydedilmiş ve şehir merkezinin büyük bölümünde çok şiddetli hissedilmişti. Son yaşanan depremle 1 Ağustos'taki depremin yaşandığı bölgenin arası yaklaşık 3 kilometre.

KONYA'DA DEPREM NİYE ÇOK HİSSEDİLİYOR?

3 ve üstü depremlerin neredeyse tamamı Konya'nın genelinde oldukça şiddetli hissediliyor. Alüvyonlu arazi, nehirler ve diğer akarsuların taşıdığı tortuların biriktirdiği arazidir. Bu tortular, genellikle kum, silt ve çamur gibi gevşek malzemelerden oluşur. Bu malzemeler, kayalara göre daha fazla esnektir ve deprem dalgalarını daha iyi iletirler. 

Deprem dalgaları, depremin merkez üssünden başlayarak yayılır. Bu dalgalar, yeryüzündeki tüm malzemeleri titreştirir. Kayalar, deprem dalgalarını daha iyi yansıtma eğilimindedir, bu da onları daha az iletmelerine neden olur. Alüvyonlu arazi ise, deprem dalgalarını daha iyi iletir ve bu nedenle depremleri daha şiddetli hissettirir.

Alüvyonlu arazilerde depremlerin daha şiddetli hissedilmesinin bir başka nedeni de, bu arazilerin genellikle düz olmasıdır. Düz arazilerde, deprem dalgaları daha geniş bir alana yayılabilir ve bu da daha büyük bir etki yaratır.

Türkiye, alüvyonlu arazilerin yaygın olduğu bir ülkedir. Bu nedenle, Türkiye'de meydana gelen depremler, alüvyonlu olmayan arazilere göre daha şiddetli hissedilir.

Örneğin, 1999 Marmara Depremi, alüvyonlu arazilerde büyük yıkıma neden oldu. Bu depremin merkez üssü, alüvyonlu arazilerin bulunduğu İzmit Körfezi'ndeydi. Depremin şiddeti, alüvyonlu arazilerde daha fazla hissedildi ve bu da büyük yıkıma neden oldu.

Küçük depremler faydalı mı, zararlı mı?

Bilim dünyasında küçük ölçekli depremlerin faydalı olup olmadığı ve büyük ölçekli depremleri tetikleyip tetiklemediği konusunda henüz kesin bir fikir birliği yok.

GÖRÜŞ 1-Fayların enerjisini serbest bırakabilirler

Bir görüşe göre, küçük ölçekli depremler, fayların enerjisini serbest bırakarak büyük ölçekli depremlerin oluşmasını önlemeye yardımcı olabilir. Bu görüşe göre, küçük ölçekli depremler, fayların hareketini ve gerilimini kontrol etmeye yardımcı olan bir tür "sürüm vanası" görevi görür.

Görüş 2-Fayların enerjisini artırabilirler

Diğer bir görüşe göre ise, küçük ölçekli depremler, fayların enerjisini artırarak büyük ölçekli depremlerin oluşma olasılığını artırabilir. Bu görüşe göre, küçük ölçekli depremler, faylardaki gerilimi artırarak büyük ölçekli depremlerin oluşmasına zemin hazırlar.

Araştırmalar devam ediyor

Bu iki görüşe ilişkin bilimsel çalışmalar devam etmektedir. Ancak, şu ana kadar yapılan çalışmalar, küçük ölçekli depremlerin hem faydalı hem de zararlı olabileceğine dair bazı kanıtlar sunmaktadır.

Türkiye'de dikkatli olun

Türkiye'de, küçük ölçekli depremlerin sıklıkla meydana geldiği bilinmektedir. Bu depremler, genellikle 5.0 Richter ölçeğinden daha az şiddettedir. Ancak, bu depremler, bazen daha büyük ölçekli depremlerin habercisi olabilir. Örneğin, 1999 Marmara Depremi'nden önce, bölgede küçük ölçekli depremlerin sayısında artış olduğu görülmüştür.