Ali Atay, yaşanan depremler, yangınlar ve seller gibi büyük çaplı felaketlerde bireylerin sahaya inerek yardım etmeye çalışmasına yönelik eleştirilerde bulundu. “Bu ülkenin seliyle, yangınıyla, tufanıyla ben niye mücadele ediyorum abi?” sözleri, sorumlulukların dağılımına dair tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Atay, yaşanan olaylarda vatandaşların doğrudan müdahale etmek zorunda kalmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi ve şu ifadeleri kullandı:
“Eşim karnı burnunda. Biz arabayı hazırlıyoruz Maraş’a yardıma gitmek için. Karım telefonda vinç ayarlamaya çalışıyor. Dedim ki bir dakika, benim karım doğuruyor. Benim Maraş’ta ne işim var?”
"Birimler Nerede?"
Ünlü oyuncu, felaket anlarında bireylerin insiyatif almasının, kurumsal mekanizmaların eksikliğini gözler önüne serdiğini belirtti. Atay, eşinin doğum anında bile kendilerini yardım organize ederken bulmalarına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu işin birimleri var. Saat sabah 4, diğer çocuğum yukarıda uyuyor. Biz elimizde kovalarla ormana koşuyoruz. Bu normal değil.”
Sosyal Medyada Destek ve Tartışma
Ali Atay’ın bu çıkışı, sosyal medyada geniş yankı buldu. Birçok kullanıcı, Atay’ın haklı bir noktaya parmak bastığını savunurken, bazıları ise toplumun dayanışma gücünün önemine vurgu yaptı.
Toplumsal Dayanışma mı, Kurumsal Yetersizlik mi?
Ali Atay’ın açıklamaları, Türkiye’de felaket anlarında devletin ve kurumların rolü ile vatandaşların inisiyatifinin sınırlarının ne olması gerektiği konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Atay’ın şu sorusu ise tartışmanın özünü yansıttı:
“Biz bu manipülasyona neden kapıldık ya? Neden koşturuyoruz?”